Son olarak Serdar Ortaç’ın Bilsem ki parçasına yaptığı düetle dinleyenleri mest eden ve başarısına başarı katan Mehmet Çevik röportajıyla sizi baş başa bırakıyoruz.
Mehmet Çevik kimdir? Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Gemlik’te üç çocuklu mutlu bir ailenin en küçük ferdi olarak dünyaya geldim. Daha çocuk yaşlardan itibaren müzikle içli dışlı bir hayatım vardı. Gemlik Lisesi’nden mezun olduktan sonra hayallerimi süsleyen sahnelere profesyonel bir adım atmak amacıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı sınavlarını dereceyle kazandım. Ama ne yazık ki ikinci sınıftayken maddi imkansızlıklar yüzünden okulu yarıda bırakmak zorunda kaldım. Ailem müzikle ilgilenmemi istemedi. Ben de işte bir çocukluk daha 16 yaşındayken radikal bir karar alıp evden kaçtım. Bursa’da sahneye çıkmaya başladım. Ama kalacak yerim olmadığı için çalıştığım mekanların kulislerini evim gibi kullandım. 2007 yılında bir televizyon kanalında yayınlanan ‘Bir Dilek Tut’ isimli yarışmaya katıldım. Usta sanatçı Semiha Yankı’nın koçluğunda şarkı söyleyip, hayalim olan Bursa Saniye Rıza Kız Yetiştirme Yurdu’na yardımda bulundum, bu esnada da ismimi ilk kez milyonlara duyurmayı başardım. Ardından Zuhal Topal’ın o dönem çok izlenen programında ekranda boy gösterdim. Adeta programın kadrolu yıldızı haline geldim. Yıl 2013’e geldiğinde ise ilk single’ım ‘Acı Baharat’ı yayınladım.
2015’te ‘Aşka Tövbeliyim’ maksi single’ım çıktı. 2017’de ‘Çıtır Çıtır’la dinleyenlerime merhaba dedim. Bu esnada sahne çalışmalarım İstanbul, Ankara, Bursa, Yalova-Çınarçık, Eskişehir, İzmir başta olmak üzere bir çok şehirde hiç durmadı. Son olarak ta sevgili Serdar Ortaç’la birlikte ‘Bilsem Ki’ye düet yaptık. Harika bir klip çektik. Klibimiz yayında…
Elbette daha 16 yaşındayken bugünleri tahmin etmek güçtü. Ama hayallerim çok büyüktü, hala da öyle… Aslında daha bu yolculuğu tamamladım diyemem. Daha gidecek, aşılacak çok yolum var. Geçen yaz Bursa Kültürpardk Açıkhava Tiyatrosu’nda 5 bin kişiye unutulmaz bir konser verdim. Şimdi sırada İstanbul Harbiye Açıkhava’da bir koser vermek var. Bu yolculukta elbette desteğini aldığım çok isim var. Ama inanın en büyük destekçim kendimdim. Eğer 16 yaşında hayallerimin peşinden evden kaçmasaydım. Belki de bugün bunları konuşuyor olmazdık.
Neden müziği seçtiniz? Sanatçı olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Bu sorunun mantıklı bir cevabı var mı bilmiyorum. Çünkü müzik benim için bir aşk ve aşkta mantık olmaz, aranmaz. Belki de müzik beni seçti. Çünkü ne kadar eğitimi de alsanız, konservatuvarda da okusanız iyi ses size Allah’ın bir lütfu. Siz bu lütfu eğitimle ancak geliştirebilir ve yorumculuğunuza teknik katabilirsiniz. Ama Allah size bu sesi ve yeteneği vermediyse olmaz.
Adınızı neredeyse duymayan kalmadı. Mehmet Çevik’in marka olmasının sizin için sırrı nedir? Sanat hayatında en çok nelere dikkat ediyorsunuz?
Çok teşekkür ederim. Ben işimi aşkla yapıyorum. Bu enerjiyi de elimden geldiğince sahne performansıma yansıtmaya çalışıyorum. Bu enerji beni izleyen insanlara geçiyor olmalı ki uzun yıllardır onlar da benden vazgeçmiyor. Ama bunun sırrı elbette bu kadar kısa ve basit değil. Klasik olacak ama her konuda çok çalışmak gerekiyor. Sonra bu bir ekip işi. Orkestramdan menajerime, asistanımdan moda tasarımcıma kadar herkes bir bütün halinde Mehmet Çevik markasının daha iyi parlaması için çaba gösteriyor. Buradan da onlara teşekkürlerimi sunuyorum.
Sizce sanat hayatında en çok yapılan hata nedir? Markalaşmaya ilk günden bu yana çok önem veriyorsunuz. Bunu hayatınızla attığınız her adımda herkes görüyor. Peki sizce markalaşma şart mıdır?
Bana göre sanat dünyasının içinde var olan ‘sanatçıların yaptıkları en büyük hata kariyerlerini doğru yönetememeleri. Bunun bir çok örneği var. Zaten hayatlarımız hep göz önünde yaşanıyor. Her sanatçı kendi kariyerine doğru yönetecek diye bir şey yok. Ama buradaki nüans eğer bu işi siz beceremiyorsanız o zaman kendinizi bu işin profesyonellerine teslim edeceksiniz. Ben markalaşmaya önem veriyorum. Çünkü yine baktığınız zaman ünlü sanatçıları isimleri ister istemez birer marka. Bugün Ajda Pekkan’ın ‘Süperstar’ Tarkan’ın ‘Megastar’ ünvanlarını alması bir tesadüf olabilir mi? Elbette marka olmak bu kadar kolay değil. Attığınız her adıma, kıyafetinizden, tavrınıza, imajınızdan insanlarla kurduğunuz iletişim şekline kadar her adım çok önemli.
İleride hedefleriniz nelerdir? Markanızı bulunduğundan daha değerli hale getirmek için nelere dikkat ediyorsunuz? Mehmet Çevik neye evet neye hayır der?
Elbette hedefim sesimi daha geniş kitlelere duyurmak. Bu noktada da açık hava konserleri benim için önemli. Büyük halk konserlerini İstanbul ve İzmir başta olmak üzere başka şehirlerde de vermek istiyorum. Yurtdışı turnelerimiz zaten geçen yıllardan itibaren başladı. Önümüzdeki aylarda yine yurtdışında gurbetçilerimizle yeni buluşmalarımız olacak. Neye hayır dediğim konusuna gelirsek, yıllar önce gerek menajerim gerekse basın danışmanımla Mehmet Çevik markasını bir çizgiye getirme strateji planını hazırladık. Yılardır da bu stratejide ilerliyoruz. Dolayısıyla adıma zarar verecek, yada çizgimi aşağı çekecek teklif yada önerilere kibarca hayır diyorum.
Kendinize vakit ayırabiliyor musunuz? Mehmet Çevik ne yapmaktan hoşlanır?
Çok yoğun bir tempoda çalışıyor olmama rağmen, hem kendime hem de aileme zaman ayırmak için büyük çaba gösteriyorum. Sporumu asla ihmal etmem. Diyetisyen kontrolünde beslenirim. Dostlarımı sık sık evimde ağırlarım ve misafir olurum. Annem ve babam Gemlik’te yaşıyorlar, onları sık sık ziyaret ederim. Çocuklarımı ihmal etmem. Neredeyse her gün onları okula bırakır ve alırım. Evcimen biriyim. Evimde zaman geçirmeyi severim. tüm bunların dışında kalan amanda ise zaten orkestramla sık sık prova yapıp repertuarımızı sürekli güncelleriz.
Yolunuzdan giden, sizin gibi olmak isteyen yüzlerce kişi var. Onlara tek bir tavsiye verecek olsanız bu ne olurdu?
Hayallerinizden hiç bir zaman vazgeçmeyin.
Batu Patent ailesi olarak bize zaman ayırdığı, misafirperverliği ve harika sesiyle hayatımıza renk kattığı için sanatçımız Mehmet Çevik’e teşekkür eder sanat hayatında başarılar dileriz.
